Şu konuda artık eminim; yazı yazamıyor değilim mükemelliyetçi bir yazı yazma takıntım olduğu için sürekli daha müsait zaman diyerek bekliyorum. Bu nedenle de aylardır yazı yazamadım. En azından aylardır yazamadığım zamanlarda neler yaptım onlardan ufak tefek bahsedeyim.
En Önemli Gelişme; Artık Mezunum
Blog sitemi açtığım yıl üniversiteye başlamıştım. Hemen her yerde üyelik açarken yada kendimi tanıtırken mutlaka “öğrenci” unvanı kullarak kimlik bilgisi veriyordum. Bu unvandan “kısmen” kurtuldum diyebilirim (AÖF devam çünkü). 2013 senesinde gecikme ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne yerleşmiştim. 5,5 yılda bölümü ufak tefek sıyrıklarla bitirdim diyebilirim. Her ne kadar okuduğum okula da şehre de artık lanet eder bir hale gelmişsem de yine de çok şey öğrendim ve kendime çok şey kattım.
Üniversite okumak insan en çok olgunluk katıyor. Lisede iken istediğin kadar hayatla burun buruna yaşa, yaşın verdiği bir toyluk olsa gerek hep bi ergenlik oluyor. Ama üniversitede, özellikle şehir dışında okuyanlar için, hemen her konuda sorumluluk size ait oluyor. İkinci öğretim ise okul harcı, yurtta ise yurt aidatı, evde ise ev kirası ve faturalar temizlik ve sair… Bunlardaki sorumluluk hep size ait oluyor. Anne-baba uzak olunca ister istemez bu durum var. En önemlisi de arkadaş ortamlarında adapte olabilmek. Kiminin okul hayatı boyunca onlarca arkadaşı, yüzlerce tanıdığı olur ama kimisinin de okulun ilk günlerinde tanışıp “kanka” olduğu ve mezun olana kadar hep beraber takıldığı arkadaşları ve çok az tanıdığı olur. Ben nispeten az arkadaşı ama tanıdığı daha çok olan birisi oldum. Hem kişilik hem de düşünce yapım itibariyle herkesle arkadaşlık kurmadım, kuramadım.
Her neyse… Bunca yıl artık geçti ve bitti gitti. Sonuç olarak artık Sivas’ta değilim ve yolumun da düşeceğini pek sanmıyorum. Zaten yolumun düşmesini de hiç mi hiç istemiyorum. J Ancak şu kadarını diyebilirim ki, Makine Mühendisliği okumak gerçekten zor ve yıpratıcıdır. Hele ki benim gibi düzenli bir hayatınız ve ders çalışma alışkanlığınız yoksa çok zorlanırsınız. Bu konu hakkında da ileride bir yazı yazmayı düşünüyorum.
Askerlik İşlemleri ve Süreç
Her mezun olduktan sonra iş bulamayan gibi ben de “bari askerliği aradan çıkarayım” düşüncesi ile geçen gün gidip tecilimi bozdurdum. Gerçi iş bile aramadım çünkü malum kriz var ve erkek adaylar için askerlik çok sıkıntılı bir durum. Bu konuda işveren için de durum çok haklı bir noktada. Çünkü işe girip birkaç iş öğrenme ile geçiyor. Daha sonra işin ustası olup işyerine ve işverene faydalı olunacak sırada askerlik geliyor. Bu nedenle askerlik ciddi sorun, ben de hiç bu toplara girmeyip direk askere gitmeyi terih ettim.
Süreç nasıl işliyor?
Değerli çok kalabalık olan blog okurlarım, bu yazdıklarımı iyi takip edin, çünkü sıcak bilgiler. Askerlik tecili bozdurmak için e-devletten ASAL askerlik yoklama işlemlerine girip oradan önce başvuru yapıyorsunuz. Sonrasında aile hekiminiz kim ve nerede ise oraya gidiyorsunuz, eğer uzak ise yine e-devletten girip e-nabız üzerinden aile hekimi değişikliği yapıyorsunuz. Başvuru sonrasında 24 saat sonrasında gitmek daha iyi olur, sisteme düşmeyebiliyor. Aile hekiminde muayene olup “askere elverişlidir” raporunu alıp eve gidiyorsunuz. Neden mi? Askerlik şubesinin sistemine düşmesi 2-3 gün sürüyor da ondan. J ASAL yoklamadan bunu takip edebilirsiniz, otomatik şube onaylayınca ASAL’da y tamamlandı yazar ya da oradaki başvuru kaybolur. Sizi araya da bilirler, beni arayıp haber vermişlerdi. Eğer üniversite mezunu iseniz Yedek Subay başvurusu yapmanız gerektiği için en yakın (şube fark etmez) askerlik şubesine gidip birkaç imza atıp çıkıyorsunuz. Şubede ise Yedek Subay olmak istiyor musun ve Komando olmak istiyor musun şeklinde sorular soruyor. Daha sonra sevk kağıdını alıp celp dönemini bekliyorsun. Ben şuan Ağustos celbinde gideceğim için sevk bekliyorum.
Bol Bol Kitap, Film, Dizi ve Belgesel ile Haşir Neşir Oldum
Okul sürecinde ve sonrasında (aklıma gelenlerden) Necmettin Erbakan’ın DAVAM, Ercan Kesal’ın Peri Gazozu, Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal, Sabahattin Önkibar’ın Yazılamayanlar kitabını okudum. Çoğu kitabı da yarım bırakıp ara ara okuyorum bitsin diye. Bunlardan birisi de Harari’nin son kitabı 21. Yüzyıl İçin 21 Ders kitabı. Sapiens kitabına hayran kaldım, Homo Deus fena değil dedim ama bu kitap hem sıkıcı hem de küçük punto yazıldığı için okurken gözlerim yoruluyor ve sık sık yarım bırakıp başka kitaba geçiyorum.
Yine bu zaman zarfında Yedi Numara, Behzat Ç ve Kurtlar Vadisi dizilerini tekrar izledim. Şimdi Sakarya Fırat’ı tekrar izliyorum. Bu arada İstanbul’da nihayet Yedi Numara’nın ilk 13 bölümünün çekildiği Kandilli’deki evlerine gidip içini de gezdim.
Şimdilik bu kadar, ilerleyen günlede inşallah yine yazarım. J
Merhaba. Blogunuzu BlogSözlük’den buldum. Güzel içerikler yazmışsınız. Bundan böyle ara ara blogunuzu ziyaret edeceğim. Bu arada okulunuzu bitirmişsiniz. Bundan sonrası için hakkınızda hayırlısı olsun. Selamlarımla…
Teşekkür ederim, çok sağolun.