Sabahları İçilen Kahvenin Keyfi

Her insan kadar ben de uyku konusunda problemli birisiyim. Özellikle erken yatma konusunda olimpiyat rekoru kıran atletler kadar bu konuda performans sergilediğimi söylesem abartmış olmam. Bu durumdan da oldum olası hiç memnun değilimdir. Bu nedenle son birkaç aydır erken yatmasam da sabah erken bir vakitte kalkmaya özen gösteriyorum.

Daha daha daha…

Uzun uzun uğraşlar ve çabalarım sonucunda öğrendiğim birkaç şey var bu konuda, birisi her ne kadar erken yatmamış olsam da, yani standart 6-8 saat uykudan uyumuş oluyorum, sabahları zar zor yataktan kalkıp bir ılık duş aldıktan sonra her şey rayına oturuyor. Hatta birkaç kez kendi üzerimde gözlem yaptım bu konuda. Günlük olarak 6 saatten az, 6-8 saat arası ve 8 saatten fazla uyuduğum günler arasında o günümün nasıl geçtiği, kalitesine ve ruh halime dikkat ettim. 6 saatten az uyuduğum zamanlar, tabi erken kalkmak şartı ile, diğer tüm günlerimden çok daha verimli geçtiğini ve ruh hali olarak da çok daha olumlu olduğumu fark ettim. Bu nedenle sabahları sınav, okul yada herhangi bir işim olmasa da erken uyanmaya gayret ediyorum. Bunu sürekli olarak sürdüremesem de erken kalkmanın ve 6 saatten az uyumanın benim için daha yararlı olacağını fark ettim.

Asırlar boyu günün her saatinde kahve içmek için bahane arayan bir toplum olduğumuzdan mütevellit hepimizde bir kahve merakı vardır sanıyorum. Hatta o denli kahve içme tiryakisi olmuşuz ki sabahlar yediğimiz şeylere kahvaltı demişiz. Yani aç karna kahve içilmez değil mi? O yüzden bir şeyler yiyelim, üstüne kahve içelim demişiz. Sabahları yediğimiz hafif atıştırmalıklara da kahve altı, yani kahveye altlık olsun, sabah sabah ağır bir kahve ile midemiz delinmesin demişiz.

Evet, bu iki konuya da uzun uzun girizgah yaptıktan sonra gelelim konu başlığımız olan sabahları içilen kahvenin o verdiği mutluluğa, bize salgılattığı seratonin hormonuna, ehli keyif oluşumuza. Bu uzun gözlemlerimin ardından fark ettiğim en önemli konu şu oldu çok değerli okuyucu dostlarım; her ne olursa olsun sabahları bir iş için yani okula gitmek, ders çalışmak, işe gitmek yada kahvaltı yapmak için değil sadece ve sadece güneş doğmuş ve hayat başlamışken güne yani hayata ve yaşama başlamak için erken kalkmak beni mutlu ediyor. Mesainin veya dersin saat 09.00’da başladığı gün sabah 07.30’da kalkıp el yüz yıkayıp üstümüzü başımızı değiştirip yola bir de mümkünse kahvaltı yaptıktan sonra yola revan oluyorsak inanın bana Pazartesi sendromunu mumla aratacak bir hayat yaşıyoruz demektir.

Meslek Sahibi Bir İnsan Olmak

Bir iş güç sahibi olmak için alınacak diplomanın, sırf yaşamak ve karnımızı doyurmak için çalıştığımız işin tüm hayatımıza sirayet etmesi, tüm yaşam amacımızın bunlardan müteşekkil olması gerçekten çok üzücü. Kabul etmek lazım ki bir çok insan bu kervanda başı çekenlerdeniz, hatta ben de dahil bir çoğumuz bu kervan yoldan sapmasın diye solaklık yapanlardanız. Oysa ki, sabah ders yada iş başı saatinden en az 3 saat önce kalkıp henüz vaktimiz varken Şener Şen’in Çöpçüler Kralı filmindeki gibi pencereyi açıp uzun uzun dışarıda akan hayatı solumak, güzel bi kahvaltı ve üzerine de bir bardak sıcak kahve içmek ne güzel olurdu değil mi? Çok severek takip ettiğim Şadi Evren Şeker hocamın da (hangisiydi hatırlamıyorum) bir videosunda bahsettiği bir şey çok dikkatimi çekti, biraz da içim burkuldu. Türkiye’de sabah erken kalkıp, bir duş alıp, kahve içip işe gitme kültürü yok maalesef demişti. Bir başka video da kendi adıma gurur duyduğum bilim kadınımız Canan Dağdeviren hocam da Evrim Ağacındaki bilim sohbetleri yayınında sırf kahve içmek için çok erken kalktığını, uzun uzun tadını çıkararak ve keyfini alarak kahve içtiğinden bahsetmişti. Yani bu denli akademik kariyer sahibi, alanında kendini dünyaya tanıtmış ve söz sahibi insanlardan edindiğim bilgi, işimiz olsun olmasın sabah erken bir vakitte kalkıp nefis bir kahve içmenin hatta bir de sevdiğimiz bir konuda birkaç sayfa da olsa kitap okumanın o günümüzün olduğundan daha verimli, ruh halimizin her zamankinden daha olumlu olacağı, hayattın çekilmez olduğu düşüncesinden biraz daha arındıracağı ve yaşamaktan zevk almamız için farkındalık oluşturacağını düşünüyorum.

Okuma Tavsiyesi: Kahve; Bir Sufi İçeceği’nin Hikayesi ve Gizemleri…

Ek bir bilgi olması adına kim kaç saat uyuyor, kaçta yatıp kaçta kalkıyor?

https://www.youtube.com/watch?v=YygdqP5bH0s

4 Replies to “Sabahları İçilen Kahvenin Keyfi”

  1. uyku saati alarmım var desem inanır mısınız :) nerde olursam olayım alarmım çaldığında beni o ortamda kimse göremez. kahve saat benim için fark etmiyor ama gün içinde en fazla 2 tane içiyorum fazla olmasın diye sabahları 9bucukta kahvem sasmazken epeydir mide bulantısından dolayı içemiyorum o saatte beni rahatsız ediyor kahve ama kesinlikle yemekten sonra saat 13 gibi ve uyumadan yarım saat önce kadar önce içip yatarım :D

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir